.
   
  JE PARLE FRANÇAİS
  Türkçedeki Arapça kökenli sözcükler
 

 

Arapça kökenli alıntı sözler

Burada Osmanlı Türkçesindeki sözler, sözün Türkçedeki çağdaş yazımı (TDK tarafından önerildiği gibi) ve çağdaş Türkçe karşılığı verilmiştir.

Osmanlı Türkçesi sözleri
ve onların imce çevirileri
Osmanlı Türkçesi sözlerin
çağdaş yazımları
Çağdaş Türkçe karşılığı
  abes anlamsızsaçmaboş
آب حيات âb(e) hayât abıhayat bengisudirim suyuyaşam suyu
  abide anıt
  abus 1) somurtkan 2) asık (yüz)
عجيب ʕacayib acayip 1) şaşırtıcıyadırgatıcışaşılan 2) şaşılıcak şey 3) olağan üstü
عجلى ʕacele acele 1) tezivedi ** 2) tezeldenivedilikle 3) ivedilik
  acemi toyustalaşmamışbeceriksiz
  aceze düşkünler
عجل ʕacil * acil ivedi
عجز ʕaciz aciz 1) güçsüzlük 2) beceriksizlik
  âciz 1) güçsüz 2) beceriksiz
  acul tez canlıivecen
  acuze kocakarı
  adabımuaşeret görgü
عضله ʕaḍale adele kas
عدالة ʕadâlah * adalet türe
  adap 1) töre 2) yol yordam
  adavet yağılık
عدة ʕadah * adet sayı
عادة ʕâdah * âdet 1) görenektöre 2) alışkıalışkanlık 3) aybaşı
عادتًا ʕâdetan * âdeta neredeysebayağısanki
عادي ʕâdî * adi 1) düşük nitelikli 2) aşağılıkbayağı 3) olağansıradan
عدل ʕadil adil doğruhaktanır
عف ʕaff * af 1) bağışlama 2) görevden alma
  afaki 1) gelişigüzelamaçsız 2) nesnel
  afet 1) kıranyıkım 2) çok güzel (kız,kadın)
عف ايتمك ʕaff etmek* affetmek 1) bağışlamak 2) görevden almak
عافية ʕâfiyyah afiyet sağlıkesenlik
  ağyar yabancılareller
أحباب aḥbâb ahbap arkadaştanışbilişgönüldeş
عهد ايتمك ʕahd etmek ahdetmek ant içmek
  ahfat torunlarsoy
آخر âḫir ahir son
عهد ʕahd ahit 1) antlaşmasözleşme 2) ant 3) çağ
  ahize almaç
أحكام aḥkâm ahkâm yargılar
  ahlak 1) töreaktöre 2) alışkanlık
  ahmak beyinsizbön
  ahşap ağaçtahta
  ahval durumdurumlar
  aidat 1) ödenti 2) kesenek
  aidiyet 1) ilişkinlikdeğginlik 2) ilgi
عائلة ʕâʔilah aile ocak **
  ait ilgiliilişkinilişik
  akabinde hemen sonraardındanardı sıra
  akdetmek 1) (sözleşme, antlaşma) yapmak
  akıbet son
عقل ʕaql akıl 1) us 2) bellek 3) öğüt
  akim kısırverimsizsonuçsuz
  akis 1) yankıtepki 2) yansı
عقد ʕaqd akit sözleşmebağıt
عقل سليم ʕaql(ı) selîm aklıselim sağduyu
  akran yaşıt
أكسم aksam aksam bölümler
عكسي ʕaksî aksi tersgeçimsiz
عكس العمل ʕaks al-ʕaml aksülamel tepki
عالى ʕâlâ âlâ 1) iyiçok iyi 2) üstün
  alaimisema gökkuşağıebemkuşağı
علقة ʕalaqah alaka ilgiilişki
علامة ʕalâmah alamet belirtiiz
علامة فرقة ʕalâmat(i) farqah alametifarika ayırtaç
على العجل ʕala al-ʕacal alelacele ivedilikleçabucakçarçabuk
على العادة ʕala al-ʕâdah alelade sıradanolağan
على الأُصل ʕala al-uṣl alelusul 1) üstünkörügelişigüzel 2) yöntemine göre
عالم ʕâlam âlem 1) evrenyaratkı 2) eğlenti 3) el gün
  âlemşümul evrenselyaratkılık
  alenen açıkçaaçıktan açığa
  aleni açıkortada
عليه ʕalayhi aleyh karşıkarşıt
عالي ʕâli âli yüceyüksekulu
  âmâ görmezgörme engelli
عملي ʕamelî amelî 1) uygulamalı 2) kılgılık
عملية ʕameliyyah ameliyat işlemce
عملية ʕameliyyah ameliye işlem
عامل ˤâmil amil etken
آمر ʔâmir amir buyurucubaşbuyurgan
  amiyane sıradanbayağıca
عمّة ʕammah amme kamu
  amudufıkari omurgabelkemiği
a'nane anane gelenek
  ananevi geleneksel
آني ʔânî ani 1) birdenansızın 2) beklenmedik
  ani apansız
عرض ʕaraḍ araz 1) belirti 2) bulgu
  arazi 1) toprak 2) yer
  arbede çatışma
  ardiye yığımlık
  arıza aksaklıkbozukluk
عرفة ʕarifah arife öngün
عرض ʕarḍ arz (I) sunmaanlatmabildirme
عرض ʕarḍ arz (II) engenişlik
أرض ʔarḍ arz (III) yeryeryüzü
عسبي ʕasabî asabi sinirliöfkeli
عسبية ʕasabiyyah asabiyet sinirlilik
  asalet soyluluk
عسب ʕasab asap sinirsinirler
  asarıatika eski çıkarmalar
  asgari en azen aşağıen düşüken alt
أصل ʔaṣl asıl 1) kökkaynak 2) gerçeklik 3) gerçek
اصللي ʔaṣllı asıllı kökenliuyruklu
اصلسز ʔaṣlsız asılsız 1) dayanaksız 2) uydurma
  asır yüzyıl
  asi başkaldırandikbaşlı
  asil soylu
عسكر ʕaskar asker süer **
  asli birincilköklübaş
  asri çağdaşçağcıl
عاشق ʕâşıq âşık 1) tutkunvurgun 2) ozan 3) sevgen
  aşiret oymak
عشق ʕaşq aşk sevi
  atalet 1) tembellikgevşeklikuyuşukluk 2) dinginlikdurağanlıksüredurum
  ateh bunamabunaklık
  atfen dayanarakgöre
  atıf 1) yöneltmeçevirme 2) gönderme
  atıl 1) işe yaramaziş görmez 2) süreduran
  ati gelecek
  avane yardakçılarkafadarlar
  avdet dönüş
  ayan belliaçık
  ayan beyan apaçıkaçık seçikbesbelli
  aynen olduğu gibitıpkı
  aynı 1) tıpkıtıpkısıözdeş
  ayni nesnesel
  ayniyet tıpkılıközdeşlik
  ayyaş içkici
  ayyuka çıkmak 1) göklere çıkmakyükselmek 2) yayılmak
  aza üye
  azamet 1) ululuk 2) çalımkurum
  azami en çoken üsten büyüken yüksek
  azap ezinç
  azil görevden alma
  azimet gidiş
  badire dar geçitdar boğazsıkıntı
  bahir deniz
  bahis 1) konu 2) söz
  bakaya kalıntı
  baki 1) artankalan 2) kalımlıölümsüz
  bakir el değmemişişlenmemişbozulmamışdokunulmamış
  bakire kızkız oğlan kızerden
  bakiye kalanartan
  bakliye baklagil
  baliğ 1) erin 2) varanbulan
  bani kurucekuran
  bap 1) kapı 2) bölüm 3) konu
بارز bâriz * bariz açıkbelirgin
  basiret sağgörü
بسيط basîṭ * basit 1) yalınyalınç 2) kolay 3) sıradan
  batıl boşdayanaksız
  batıni içrek
  bayi 1) satıcı 2) satış yeri
  bazen kimi kezaradaarada birara sıra
bazı * bazı 1) kimi 2) birtakım
  bedel 1) karşılık 2) tutar
  beden gövde
  bedir dolunay
  beis sakınca
  beka kalım
  bekâret erdenlik
  belahet alıklık
  belde kent
  belediye yerel yönetim
  beraat aklanma
  beyan söylemebildirme
  beyanat demeç
  beyanname *** bildirgebildiri
beyaz * beyaz ak
  beynelmilel uluslararası
  beyzi söbeyumurtamsı
  bidayet başlamabaşlangıç
  bihakkın adamakıllıiyice
  bilaistisna ayrıksız
  bilakis tersine
  bilavasıta dolaysızdoğrudan
  bilcümle bütün
  bilfarz diyelim kisözgelişi
  bilfiil edimli olarakdoğrudan
  bilhassa özellikle
  bililtizam bile bileisteyerek
  bilistifade yararlanarak
  bilmukabele 1) karşılıklı olarak 2) ben desiz de
  bilumum bütün
  bina yapı
  binaen 1) -den dolayı-den ötürü 2) dayanarak
  binaenaleyh dolayısıylabundan dolayı
  bittabi doğal olarak
  bizatihi kendisikendiliğinden
  bizzat kendisiaracısız
  buhar buğu
  buhran 1) bunalım 2) (sayrılıkta) bunluk
  buhur tütsü
  burç dönence
  butlan geçersizlikçürüklük
  buut 1) boyut 2) uzunluk
  bühtan kara çalma
  büluğ ergenlik
  bünye yapı
camîa * camîa topluluk
cebren cebren zorla
celse * celse oturum
ceninisakıt ceninisakıt düşük
جنوب cenûb cenup güney
ceraat ceraat irin
جواب cevâb * cevap yanıt
cihaz * cihaz aygıt
  cihet yönyan
civarı * civarı dolayları
جمله cümle * cümle söylem
دفعه defˤa *, کره kere * defa, kere kez
daˤir * dair ilişkin
daire * daire yuvarlak
define * define gömü
delil * delil kanıt
دور devr * devir çağ
دوره devre * devre dönem
ابعاد ebˤâd * ebat boyut
ابدى ebedî * ebedî sonsuz
اجداد ecdâd ecdat ata
اجل ecel * ecel ölüm
edebiyyat * edebiyat yazın
ehemmiyyet ehemmiyet önem
elbise * elbise giysi
emr * emir buyruk
امنيت emniyyet * emniyet güvenlik
اثر eser * eser çıkarma
اسير esîr * esir tutsak
etraf * etraf ortalık
اوراق evrâk * evrak belge
اول evvel * evvel önce
فعال faˤâl * faal etkin
faiz * faiz ürem **, getiri
fakir, fukara * fakir yoksul
فن fenn *, علم ˤilm * fen, ilim bilim
feyezan feyezan taşkın
fırkat fırkat ayrılık
fikr * fikir görüş
فعل fiˤl * fiil eylem
غرب garb garp batı
غير gayr gayri olmayanbaşkadışı
gıda * gıda besin
hadise * hadise olay
حافظه hâfıza * hafıza bellek
hafif * hafif yeğni **
حفريات hafriyyât hafriyat kazı
حق hakk * hak pay
حقيقت hakîkat * hakikat gerçek
حاكم hâkim * hâkim yargıç
حال hâl *, وضعيت vazˤiyet * hâl, vaziyet durumyağday
خليطه halîta halita alaşım
haˤmile * hamile gebe
خراب harâb * harap yıkık
حرارت harâret * hararet ısı ¹, sıcaklık ²
harekkat * hareket devinim **
حرف harf * harf sesimce **
hasret * hasret özlem
hassas * hassas duyarlı
حشره haşere * haşere böcek
خطا hatâ *, قصور kusûr * hata, kusur yanlış
خاطره hâtıra * hatıra anı
حيات hayât *, عمر ömr * hayat, ömür yaşamdirimdirlik
حيثيت haysiyyet * haysiyet saygınlık
hazm * hazım sindirim
هديه hediyye * hediye armağan
حدت hiddet * hiddet kızgınlıköfke
hikâye * hikâye öykü
خلاف hilâf hilaf karşıt
his * his duygu
خواجه hôca * hoca öğretmenöğretici
hukuk * hukuk tüze **tüzük
خصوص husûs * husus konu
حضور huzûr * huzur dirlik **
hucre * hücre göze **
هجوم hücûm * hücum saldırı
حرمت hürmet * hürmet saygı
ısrar * ısrar üsteleme
ابتدائی ibtidâ'î iptidai ilkel
içtima içtima toplantı
içtima içtima kavuşum
içtimai içtimai toplumsal
افتخار iftihâr * iftihar övünme
ihtiras * ihtiras tutku
ihtiyâc * ihtiyaç gereksinme ya da gereksinim
اختيار ihtiyâr * ihtiyar yaşlı
احتياط ihtiyât ihtiyat yedek
iktibas iktibas alıntı
ilave * ilave ek
الهام ilhâm * ilham esin
عمار ˤimâr * imar bayındırlık
امكان imkân * imkân olanak
imlâ * imla yazım
imtihân imtihan sınavyazılı
imtiyâz * imtiyaz ayrıcalık
inhisâr inhisar tekel
insân * insan kul **
intiba intiba izlenim
intihal intihal aşırma
irtifâˤ * irtifa yükseklik
ارثی irsî * ırsi kalıtlıkkalıtımlık
اسم ism * isim ad
istirâhat * istirahat dinlenme
استثناء istisnâ' * istisna aykırı
iştigâl iştigal uğraş / uğraşı
iştirâk * iştirak ortaklık
izâh * izah açıklama
izdivâc izdivaç evlilik
kâbiliyet * kabiliyet yetenek / yeti
kader * kader yazgı **
qaffa * kafa baş
kâfi * kâfi yeter
كائنات kâ'inât * kâinat evren
قلب kalb * kalp yürek
kânûn * kanun yasa
kanunuesasi kanunuesasi anayasa
kâfiye * kafiye uyak
كانون اول kânûn-ı evvel   aralık
كانون ثانی kânûn-ı sânî   ocak
كلمه kelime * kelime söz
ghermez * kırmızı kızılal
kısm * kısım bölüm
ketab * kitap betik **
kufr * küfür sövme
kuvvet * kuvvet güç ya da erk
küre * küre yuvar
لطيفه lâtîfe latife şaka
لسان lisân * lisan dil
لغات lûġat lügat sözlük
لزوملو lüzûmlu * lüzumlu gerekli
معاش maˤâş * maaş aylık
maˤbed * mabet tapınak
maddî * maddî özdeklik **
mafsal mafsal eklem
mağdûr * mağdur kıygın **
maˤlubiyyat * mağlubiyet yenilgi
mahfuz mahfuz saklı
mahlûk * mahluk yaratık
mahsûl * mahsul ürün
mahsûs * mahsus özgü
maksad *, gaye *, hedef * maksat, gaye, hedef amaç ya da erek
maˤkûl * makul uygunelverişli
maˤnâ * mâna anlam
manevî * manevî tinsel **
مانع mâniˤ * mani engel
مصرف masraf * masraf giderharcama
mavi * mavi gökçe **
mecaz *, istiare mecaz iğretilemeeğretileme
مجبور mecbûr * mecbur zorunlu
مجهول mechûl * meçhul bilinmeyen
madanni * medeni uygar
madanniyyat * medeniyet uygarlık
مفهوم mefhûm * mefhum kavram
مکروه mekrûh * mekruh iğrenç
meleke meleke alışkanlık
melez * melez kırma
مملکت memleket * memleket ülkeyurt
مراسم merâsim * merasim tören
مرثيه mersiye mersiye ağıt
mesafe * mesafe uzaklık
meselâ * mesela örneğin
mesele * mesele sorun
مسعود mesˤûd * mesut mutlu
maˤsûliyyat * mesuliyet sorumluluk
مشهور meşhûr * meşhur ünlü
مشروبات meşrûbât * meşrubat içecek
موقع mevkiˤ مكان mekân * mevki, mekân yerkonum
ميدان meydân *, ساحه sâha meydan, saha alan
ميل meyl * meyil eğim, eğilim
mezar * mezar gömüt **
mıntıka mıntıka bölge
mısra * mısra dize
mirâs * miras kalıt **
مسافر misâfir * misafir konuk
مثال misâl * misal örnek
مسکين miskîn * miskin uyuşukmıymıntı
معامله muˤâmele * muamele davranış
معما muˤammâ muamma bilmece
معاصر muˤâsır muasır çağdaşgüncel
معاون muˤâvin * muavin yardımcı
معجزه muˤcize * mucize tansık **
mugaddii mugaddi besleyici
mugalata mugalata yanıltmaca
muganni, muganniye muganni,muganniye şarkıcı
mugayeret mugayeret aykırılık
mugayir mugayir aykırı
mugber muğber küsküngücenmişdargın
muglak * muğlak çapraşık
muhabere muhabere iletişimiletişme
muhaceret muhaceret göç
muhacim muhacim saldıransaldırıcı
muhacir muhacir göçmen
muhaddep muhaddep dış bükey
muhafaza * muhafaza koruma
muhafazakar * muhafazakar tutucu
muhafız muhafız koruyucu
muhakeme * muhakeme yargılamauslamlama
muddat * müddet süre
محقق muhakkak* muhakkak kesin(likle)
muhakkik muhakkik soruşturmacı
muhal muhal olanaksız
muhallaffat * muhalefet karşıtlık
muhammen muhammen oranlananön görülen
muhammes muhammes beşgen
muhammin muhammin ön gören
محاربه muhârebe, حرب harb muharebe, harp savaş
muharip muharip savaşçı
muharrer muharrer yazılıyazılmış
muharrik muharrik kışkırtıcıayartıcı
muharriş muharriş tırmalayanirkilten
muhassamat muhasamat çarpışma
muhasara muhasara kuşatma
muhasebe * muhasebe sayıcılık
muhasebeci * muhasebeci sayıcı
muhassır muhasır kuşatan
muhassala muhassala bileşke
muhassas muhassas ayrılmış
muhat muhat kuşatılmış
muhavvil muhavvil dönüştüren
muhavvile muhavvile dönüştürücü
muhtemel muhtemel olası
محتويات muhteviyyât muhteviyat içindekiler
مقدس mukaddes mukaddes kutlu
مقاوله mukâvele mukavele sözleşme
منتظم muntazam * muntazam düzgündüzenli
مربع murabbaˤ murabba dördül
murafaa murafaa duruşma
معتدل muˤtedil mutedil ılım(lı)
موفقيت muvaffakıyyet muvaffakiyet başarı
مبالغه mübalâga mübalağa abartma
مجادله mücâdele * mücadele çabauğraş
mücerrit mücerrit soyut
مدافعه müdâfaˤa müdafaa koruma
مداخله müdâhale * müdahale karışma
مدت müddet * müddet süre
mudrike müdrike anlık
mudrir müdrir sidik söktürücü
muebbet * müebbet yaşam boyusonsuz
mueccel müeccel ertelenmiş
mueddep müeddep uslu
muelleffat müellefat (yazılı) çıkarma
muellif, muharrir müellif, muharrir yazar
muemmen müemmen sağlanmış
muennes müennes dişil
مؤسسه mu'essese müessese kurum
muessif müessif üzücü
muessir müessir dokunaklı
muessis müessis kurucu
mueyyide müeyyide yaptırım
mufekkrireh müfekkire düşünce gücü
muferrih müferrih iç açıcı
mufrett müfret tekil
muflis müflis batkın
مهم mühim * mühim önemli
مؤمن mü'min mümin inananinançlı
مناسبت münâsebet * münasebet ilişki
مراجعت mürâcaˤat müracaat başvuru
mürekkeb mürekkep birleşmişbirleşik
murrettip mürettip dizgici
مسابقه müsâbaka müsabaka karşılaşma
مسامحه müsâmaha müsamaha hoşgörüdözüm
musavi müsavi eşit
مستهجن müstehcen * müstehcen uygunsuz
مسوده müsvedde * müsvedde taslak
muşabbih, mumassil müşabih, mümasil benzer
muşşabbahat müşabehet benzerlik
müşahhas müşahhas somut
مشكل müşkül müşkül güçgüçlükçetin **
muşkul-pesend müşkülpesent güç beğenentitiz
muşrik müşrik çoktanrıcı
müştak müştak türev
muştehi müştehi istekli
muşteki müşteki yakınansızlanan
muştemilat müştemilat eklenti
muşterek * müşterek ortak
muştereken müştereken ortaklaşa
muşteri * müşteri alıcıalımcı
mut'a müt'a geçici kazanç
مطالعه mütâlâˤa mütalâa 1) okuma 2) düşünce 3) irdeleme
متارکه mütâreke mütareke ateşkes, (silah) bıraışma
muteaddit müteaddit çokbirçok
muteaffin müteaffin kokuşukpis kokulu
muteahhid * müteahhit üstenciyüklenici
muteahhidlik müteahhitlik üstencilikyüklenicilik
muteakiben müteakiben arkadan
muteakib müteakip sonraardından
mutealiye mütealiye deneyüstücülük
muteallik müteallik ilişkinilgili
muteammim müteammim yaygınlaşmışgenelleşmiş
mutearife mütearife belit **
mutebaki mütebaki kalan
mutebasbıs mütebasbıs yaltakçı
mutebeddil mütebeddil değişenkararsız
mutebessim mütebessim gülümseyengüleç
mutecanis mütecanis bağdaşık
mutecasir mütecasir yeltenen
mutecaviz mütecaviz saldırgan
mutedeyyin mütedeyyin dindar
muteessir müteessir üzüntülü
mutefekkir mütefekkir düşünür
متفرق müteferrik müteferrik dağınık
mutehammil mütehammil dayanıklı
muteharrik müteharrik devingenoynar
متخصص mütehassıs mütehassıs uzman
muteşşebbis müteşebbis girişimci
mütevâzî * mütevazi alçakgönüllü
muteveffa müteveffa ölüölmüş
muttefik * müttefik bağlaşık**
muzayyadeh müzayede açık arttırma
مزمن müzmin müzmin süreğen
nadir *, ender * nadir, ender seyrek
نغمه nağme nağme ezgi
nafile * nafile boşuna
نصيحت nasîhat * nasihat öğüt
nâzır nazır bakan
نفس nefes * nefes soluk
nesiç nesiç doku
nesl * nesil kuşak
نتيجه netîce * netice sonuç
nezif nezif kanama
nısf nısıf yarı(m)
نهايت nihâyet * nihayet son(unda)
نكاح nikâh * nikâh düğün
نسبت nisbet * nispet oran
نطق nutk * nutuk söylev
ragmen * rağmen karşın
rakip * rakip karşıdaş
رأی re'y rey oy
رئيس re'îs reis başkan
ruh * ruh tin **
rutûbet * rutubet yaşlıkıslaklık
رؤيا rü'ya * rüya düş
sahil * sahil yakakıyı
sahip * sahip iye **
sahte * sahte düzmece
samimî * samimi içten
سطح sath satıh yüzey
سياره sayyâre seyyare araba
سبب sebeb * sebep neden
safarat sefaret büyükelçilik
سلامت selâmet selamet esenlik
سما semâ sema gök
سنه sene * sene yıl
seviye * seviye düzey
صحت sıhhat sıhhat sağlık
sihr * sihir büyü
صحبت sohbet * sohbet söyleşi
سؤال su'âl sual soru
صلح sulh sulh barış
sunî suni yapmayapay
سکوت sükût sükût sessizlik
sürˤat * sürat hız
şâhid * şahit tanık
şair * şair ozan
شرق şark şark doğu
şart * şart koşul
şatafat(lı) şatafat(lı) gösteriş(li)
şehir * şehir kent
شمال şimâl şimal kuzey
şuˤûr * şuur bilinç
şübheli * şüpheli sanık
tabaqqa * tabaka katman
طبيعت ṭabîˤat * tabiat doğa
طبيعى ṭabîˤî * tabii doğmadoğal
taˤbîr, ifâde* tabir, ifade deyiş**
tahlil * tahlil inceleme
tahmin * tahmin kestirim**
taˤkib* takip izlem**
طلب ṭaleb * talep istek
طلبه ṭalebe talebe öğrenci
تعمير taˤmîr *, تعديلات taˤdîlât * tamir, tadilat onarım
taraf * taraf bulun
taraftar * taraftar bulundaş
tarih * tarih günay **
tasallut tasallut sarkıntılık
tasavvur tasavvur canlandırmatasarı
tasdîk * tasdik onay
tashîh tashih düzeltme
تصوير tasvîr * tasvir betimleme
طياره tayyâre tayyare uçak
توصيه tavsiye * tavsiye salık
تعادل teˤâdül teadül denklik
تعامل teˤâmül teamül 1) yapılageliş 2) tepkime, davranış
tebessüm tebessüm gülümseme
تبديل tebdîl tebdil değişiklik
تبريك tebrîk * tebrik kutlama
تجلى tecellî tecelli belirme
تجسم tecessüm tecessüm görünme
tecrübe * tecrübe deneyim
techîzât * teçhizat donanım
tedavi * tedavi sağaltım **
tedbîr * tedbir önlem
te'essür teessür üzüntü
teferruat teferruat ayrıntı
تكامل tekâmül tekamül evrimgelişimgelişmeolgunlaşma
تقاعد tekaˤüd tekaüt emeklilik
tekeffül tekeffül yükümlenme
تكليف teklîf * teklif öneri
tekrar * tekrar yine
تلاش telâş * telaş tasakaygı
tenâsüb tenasüp uyum
تنبيه tenbîh * tembih uyarı
tercîh etmek * tercih etmek yeğlemek
tercüme * tercüme çeviri
terreddut * tereddüt duraksama
tertip * tertip düzen
tesir * tesir etki
teselli * teselli avunma
teşhis * teşhis tanı
تشرين اول teşrîn-i evvel   ekim
تشرين ثانی teşrîn-i sânî   kasım
teşvik * teşvik özendirmekışkırtma
usûl * usul yöntem
unvan * unvan san
uslup * üslup biçem
vaˤd * vaat söz
vakˤâ * vaka olay
vakûr vakur ağırbaşlı
vasf * vasıf nitelik
vasıta vasıta araç
vâsi vâsi engin
vatan * vatan yurt
vatandaş * vatandaş yurttaş
vaz geçmek * vazgeçmek caymak
وضيفه vazîfe * vazife görev
ve * ve ileyene
vehm vehim kuruntu
vilâyet* vilayet il
tefsîr * tefsir yorum
ضمير zamîr * zamir adıl
zaviye zaviye açı

* Yeni Türkçe karşılıklarıyla birlikte günümüzde de çağdaş Türkçede kullanılmakta olan eski sözler.
** Eski sözler kadar sıkça kullanılmayan yeni sözler.
*** Sözler Arapça ile Farsça birleşimidir.

Farsça kökenli alıntı sözler[değiştir | kaynağı değiştir]

Bu listede Farsça kökenli sözlerin Osmanlı Türkçesindeki yazılışları, Türkçedeki günümüz yazılışları ve Öz Türkçe karşılıkları yer almaktadır.

Günümüzde birçok Farsça söz çağdaş Türkçe içerisinde kullanılmaktadır. Öyle ki, Türkçede 1,500 adet Farsça kökenli sözün bulunduğu bilinmektedir. Ancak bu sözlerin birçoğunun Arapçakökenli sözlerden farklı olarak Türk Dil Kurumu tarafından önerilen birer Türkçe karşılığı bulunmamaktadır. Türk Dil Kurumu da geçmiş süreç içinde Farsça kökenli sözlerin Türkçe içine kalıcı olarak işlediğini öne sürerek daha çok Arapça kökenli sözleri Türkçeleştirme yoluna gitmiştir. Öyle ki tarihi süreç içinde Arap kültürü ve dili, Türkler tarafından daha yabancı olarak karşılanmıştır. Aslen Türkçe sözlerin Farsça yazılışları için kullanılan Osmanlı Türkçesi, buna karşılık Arapça ile daha uzak yazı sistemine iye idi.

Osmanlı Türkçesi sözler Günümüz yazılışı Çağdaş Türkçe karşılığı
  abdesthane ayakyolu
  agâh bilgiliuyanıköngörülü
  aguş kucak
  ahenk uyum
  aheste yavaşağır
  alayiş gösteriş
  arzu istekdilek
  arzuhâl** dilekçe
  asayiş güvenlik
  asude dinginsessiz
  asuman gökyüzü
  aşikâr açıkbesbelliortada
  aşina tanışbiliş 2) bilenanlayan
  ateş od
  avare işsizaylak
  ayin kuttören
  azar paylama
  azat erkin bırakma
  bahane sözde nedennedensi
  bahar ilkyaz
  bahş(etmek) eriştirmekvermek
  bahşiş sevinmelik
  baht yazgı
  bahtiyar mutlu
  bahtsız karayazılıkaragünlü
  bahusus** özellikleheleüstelik
  becayiş (etmek) karşılıklı yer değiştirmek
  bedava** karşılıksızemeksiz
  bedbaht mutsuz
  bedbin kötümser
  beddua** ilençilenmekargış
  behemehâl** kesinliklene yapıp yapıpher durumda
  beher her bir
  bende kulköle
  beraber birgebirlikte
  beraber(e kalmak) yenişememek
  berbat kötüçok kötü
  berdevam** sürüp giden
  berduş başıboş
  bermutat** alışılageldiği gibialışıladığı gibi
  bertaraf** kaldırılmışgiderilmiş
  bet kötüçirkin
  beter daha kötü
  beyhude boşunaboş yereyararsızca
  biçare umarsız
  bigâne 1) ilgisiz 2) yabancı
  bihaber** 1) salıksız 2) bilgisiz
  biperva 1) çekinmezsakınmaz 2) korkusuz 3) çekinmedenkorkmadan
  birader 1) erkek kardeş 2) arkadaş
  bitap bitkinyorgun (argın)
  bitaraf** yansızyan tutmayan
  bizar bezmişbıkmıştedirgin
بوسه buse öpücük
جنگ cenk savaş
چابك çabuk ivedi *
  çare çözüm
چهره çehre yüz
چنبر çember yuvarlak
  çeşit tür
çehar-yek çeyrek dörtte bir
درد dert ağrı
  diğer öbür, öteki
دشمن düşman yağı *
اجنبى ecnebi elyad *
انديشه endişe kaygı
گزيده güzide seçkin
خسته hasta sayrı*
هنوز henüz daha
همان hemen çabucak
  kurnaz açıkgözlü
مهتاب mehtap ay ışığı
پاپوش pabuç ayakkabı
روزگار rüzgâr yel
ساده sade yalın
سارخوش sarhoş esrik *
سار ser baş
  serbest erkin *
  serseri başıboş
سياه siyah kara
بهار sonbahar güz
  taze yeni
تنبل tembel haylaz
ویران viran yıkık
  yaver yardımcı
  yeknesak tekdüze
yekpâre yekpare bütün
زهر zehir ağı *
  zengin bayvarsıl *, varlıklı
زور zor çetin *

* Yeni sözler eski sözler kadar sıkça kullanılmamaktadır. ** Sözler Farsça ile Arapça birleşimidir.

Fransızca kökenli alıntı sözler[değiştir | kaynağı değiştir]

Hellence veya Lâtince kökenli Fransızca sözler, Türkçeye 19. yüzyılda girmeye başladı. Özellikle Tanzimat Dönemi sonrasında bu oran artmaya başladı. Günümüzde yaklaşık 5,000Fransızca söz Türkçede yer almakta olup, çoğu günlük yaşamda kullanılmaktadır.

Geçen sözler Türkçe karşılığı Özgün Fransızca yazımı
aberasyon sapınç aberration
ablatif çıkma durumu ablatif
abone 1) sürdürümcü 2) sürdürüm abonné
absorbe 1) emme 2) soğurma absorbé
abstre soyut abstrait
absürt saçmausdışı absurde
adaptasyon uyarlama adaptation
adapte uyarlanmış adapté
adaptör uyarlaç adapteur
adenit akkan yangısı adénite
adres bulunak adresse
aerometre havaölçer aéromètre / η αερομετρία
afazi söz yitimi aphasie / η αφασία
aferist vurguncuçıkarcı affairiste
afiş ası affiche
afişe açıklamakaçığa vurmak affiché
afoni ses yitimi aphonie / η αφωνία
aforizma özlüsözözsözözdeyiş aphonie / ο αφορισμός
aglütinasyon kümeleşim agglutination
agnosi tanısızlık agnosie / η αγνωσία
agnostik bilinemezci agnostique ο/η/το αγνωστικ-/ός/ή/όν
agorafobi alan korkusu agoraphobie / η αγοραφοβία
agrafi yazma yitimi agraphie / η αγραφία
agrandisman büyültme agrandissement
ajan 1) görevliaracı 2) gizli görevligizmen agent
ajanda * andaç agenda
ajur delikli işlemegözenek ajour
akont öndelik àcompte
akort (çalgı için) düzen accord
akromatopsi renkkörlüğü achromatopsie / η αχρωματοψία
akrostiş adlama acrostiche / η ακροστοιχεία
aks dingil axe
aksan vurgusöyleyiş accent
akselerasyon ivme accélération
akselerograf ivmeyazar accélérographe
akselerometre ivmeölçer accéléromètre
aksesuar * 1) eklenti 2) donatımlık accessoire
aksiyom belit axiome / το αξίωμα
aksiyon eylem action
aksiyoner paydaş actionnaire
aktif * 1) etkincanlı 2) etkilietken actif
aktör (erkek) oyuncu acteur
aktüel güncel actuel
akustik 1) yankı bilimi 2) yankı düzeni 3) yankılanımsesdağılım acoustique / η ακουστική
akuzatif belirtme durumu accusatif
akü (akümülatör) akımtoplar accumulateur
alafranga batılıca alla franca
alaminüt çarçabukayaküstü à la minute
alarm tetikdur alarme
alaturka doğuluca alla turca
alegori yerine allégorie / η αλληγορία
aleksi okuma yitimi alexie / η αλεξία
alfabe abece alphabet / το αλφάβητων
alivre dalında satışönceden satış à livrer
almanak yıllık almanach
alpinizm dağcılık alpinisme
alpinist dağcı alpiniste
alternatif * 1) seçenek 2) almaşık 3) dalgalı alternatif
alternatör dalgalı akım üreteci alternateur
altimetre yükseklikölçer altimètre
alturist özgeciözgecilelcil altruiste
alturizm özgecilikelcillik altruisme
amatör özngenözenci amateur
ambalaj (yapmak) sarmak emballage
ambale (olmak) 1) şaşkına dönmek 2) başı şişmek emballé
ambargo engelleyim embargo
amblem belirtke emblème / το έμβλημα
ambulans cankurtaran (taşıt) ambulance
amenajman düzenleyim aménagement
amfibi yüzergezer amphibie / το αμφίβιων
amnezi bellek yitimi amnésie
amoral aktöredışıtöredışı amoral
amortisman sönüm amortissement
amortisör yumuşatmalık amortisseur
amplifikatör yükselteç amplificateur
ampirizm deneycilik empirisme
anabolizma özümleme anabolisme
anakronik çağaşımlık anachronique / αναχρονικό
anakronizm çağaşım anachronisme / ο αναχρονισμός
analitik 1) irdeleyici 2) irdelemeli analytique / αναλυτικ-ός/ή/όν
analiz * irdeleme analyse / η ανάλυσις
analjezi acı yitimiağrı yitimi analgésie / η αναλγησία
analjezik ağrıkesici analgésique / αναλγητικ-ός/ή/όν
analoji 1) benzeşimbenzeme 2) örnekseme 3) andırışma analogie / η αναλογία
anarşi 1) başsızlık 2) kargaşa anarchie /η αναρχία
anarşik kargaşalıkarışık anarchique / άναρχος αναρχικός
anarşist 1) baştanımaz 2) kargaşacı anarchiste / ο αναρχικός
anatomi 1) gövde yapısı 2) gövde bilimi 3) içyapı anatomie / η ανατομία
ançüez balık ezmesi anchois
anemi kansızlık anémie / η αναιμία
anestezi uyuşturma anesthésie / η αναισθησία
anestezik uyuşturucuduyumsuzlaştırıcıbayıltıcı anesthésique / αναισθητικ-ός/ή/όν
angaje bağımlıbağlanmış engagé
angajman bağlantı engagement
animizm canlıcılık animisme / ο ανιμισμός
anjin boğaz yangısı angine
anket soruşturmasormaca enquête
anketör soruşturmacı, "sormacacı" enquêteur
anomali sapıklıksapaklık anomalie / η ανομαλία
anonim adsız anonyme / η ανωνυμία
anons (sesli) duyuru annonce
anormal 1) olağandışıdengesiz 2) sapık anormal / ανόμαλ-ος/η/ον
anot artıuç anode
ansiklopedi bilgilik encyclopédie / η εγκυκλοπαίδια
antant antlaşma entente
anten duyarga antenne
anterit incebağırsak yangısı entérite
antet başlık en-tête
antik ilkçağ işi antique
antikor karşınözdek anticorps
antipati sevimsizliksoğuklukkarşıtduyu antipathie / η αντιπάθεια
antitez karşısav antithèse / η αντίθεση
antoloji seçki anthologie / η ανθολογία
antre giriş entrée
antrenman 1) çalışım 2) alıştırma entraïnement
antrenör çalıştırıcı entraîneur
antrparantez ayraç içindeayrıcasırası gelmişken entre parenthèses
anyon eksin anion
apandisit körbağırsak yangısı appendicite
apel çağrım appel
aperitif açar apéritif
apolet omuzluk épaulette
apraksi işlev yitimi apraxie / η απραξία
apriori önsel à priori
apse irinlenmeyangıirinşiş abcès
arabesk 1) arap müziği 2) girişik bezeme arabesque
aranje (etmek) düzenlemekuyarlamak arrangé
aranjman düzenlemek arrangement
arazöz yersular arroseuse
areometre sıvıölçer aréomètre
aristokrasi soyluerki aristocratie / η αριστοκρατία
aristokrat beysoylusoylu aristocrate
aritmetik 1) sayı bilimisayıbilgisi 2) sayıbilimliksayıbilgilik arithmétique
arkaik eskil archaïque / αρχαϊκ-ός/ή/όν
arkaizm 1) aşnılıkeskillik 2) çağaşım archaïsme / ο αρχαϊσμός
arkeolog kazıbilimci archéologue / ο αρχαιολόγος
arkeoloji kazı bilimi archéologie / η αρχαιολογία
armatür donatı armature
armoni uyum harmonie / η αρμονία
arşiv belgelik archives/ το αρχείων
arter 1) atardamar 2) anayol artère / η αρτηρία
arterit atardamar bozukluğu artérite / η αρτηρήτις
artist 1) sanatçı 2) oyuncu artiste
asansör götürgeç ascenseur
asimetri bakışımsızlık asymétrie / η ασυμμετρία
asimetrik bakışımsız asymétrique / ασυμμετρικ-ός/ή/όν
asimilasyon 1) özümleme 2) benzeşme assimilation
asistan yardımcı assistant
aspiratör emmeç aspirateur
astronomi * gök bilimi astronomie / η αστρονομία
astronot uzayadamı astronaute / ο αστροναύτης
atak 1) atılımakın 2) saldırı attaque
atavizm atacılık atavisme
ateizm tanrıtanımazlık athéisme / ο αθεϊσμός
atlet yarışımcı athlète / ο αθλητής
atletizm yarışımcılık athlétisme / ο αθλητισμός
atölye işlik atelier
avangart öncü avant-garde
avanproje öntasarı avant-projet
avans öndelik avance
avantaj * 1) çıkaryarar 2) üstünlük avantage
averaj ortalama average
avukat aklamacı, "aklayıcı" avocat
bagaj 1) yükdenk 2) yük yeri bagage
baget çubuk baguette
balans denge balance
balast kırmataş ballast
balistik atış bilimi balistique
bandaj 1) sargı 2) kayış bandage
bank sıra banc
banliyö dolaylıkçevreyörekent banlieue
baraj 1) su bendi 2) büğetbağlağı 3) engel barrage
barisfer ağıryuvar barysphère / η βαρυσφαίρα
bariyer tosuk barrière
barometre basınçölçer baromètre / το βαρόμετρο
batonsale tuzluçubuk bâton salé
bej sazrengi beige
betoniyer karmaç bétonnière
biblo süslük bibelot
bigudi sarmaçkıvırtmaç bigoudi
bisiklet çiftteker bicyclette
biyografi özgeçmişyaşamöyküsü biographie
biyoloji yaşam bilimidirim bilimi biologie
biyonik 1) dirimkurgusu 2) dirimkurguluk bionique
biyosfer dirimyuvarı biosphère
blokaj 1) bekletim 2) yığım blocage
blöf kandırmacakurusıkı bluff
bobin sarımlık bobine
boks yumrukoyunu boxe
bombardıman topa tutma bombardement
bombe şişkinlikkabarıklık bombé
bonbon şekerleme bonbon
bone başlık bonnet
bonkör eliaçıkiyiliksever bon coeur
bonservis iyi iş belgesiiş başarı belgesi bon service
botanik bitki bilimi botanique / η βοτανική
boykot direniş boycott
brakisefal kısakafalı brachycéphale
branş dalkol branche
bröve uzluk belgesi brevet
brülör yakaçyakmaç brûleur
brüt kesintisiz brut
bukle büklümkıvrım boucle
buldozer yoldüzleryoldüzer bulldozer
bulvar genyol boulevard
burjuva kentsoylukenter bourgeois
burs öğrenimlik bourse
done veri donnée
detay * ayrıntı détail
direk * doğrudan directe
dikte * yazdırım dictée
doktrin * öğreti doctrine
doküman * belge document
domestik evcil domestique
dominant baskın dominant
egzersiz * alıştırma exercice
endemik * salgın endémique
enerji * erke énergie
enflamasyon * yangı inflammation
enformasyon, enformatik * bilişim information, informatique
enteresan * ilginç intéressant
eritrosit alyuvar érythrocyte
eksper* bilirkişi expert
faks * belgeçbelgegeçer fax
faktör * etken facteur
filoloji dil bilimi phylologie
filtre * süzgeç filter
fizyoloji * işlev bilimi physiologie
fonksiyon * işlev fonction
fotokopi * tıpkıbasım photocopie
garanti * güvence garantie
global * dünyalık globale
gramer dil bilgisi grammar
grup * öbek groupe
halüsinasyon * varsanı hallucination
histoloji doku bilimi histologie
homojen * bağdaşık homogenous
illüzyon * yanılsama illusion
istatistik * sayımlama statistiques
izolasyon * yalıtım insulation
kalite * nitelik qualité
kampüs * yerleşke campus
kapasite * sığakapsam capacité
karakter * kişilik caractère
kategori * ulam catégorie
kompleks * karmaşık complexe
komünikasyon * iletişim communication
konsantrasyon * derişim concentration
konsolidasyon * süreletme consolidation
kontrol denetim contrôle
kramp kasınç crampe
kriter * ölçüt critères
kronik * süreğen chronique
lenf * akkan lymphe
liste * dizelge liste
lokosit akyuvar leucocyte
medya * basın-yayın média
mekanizma * düzenek mécanisme
meridyen * boylam méridien
mesaj, posta * ileti message
metamorfoz * başkalaşım métamorphose
metot * yöntem méthode
monoton * tekdüze monotone
moral * özgüç morale
mutasyon * değişinim mutation
normal * olağan normale
numara * sayı nombre
objektif * nesnel objectif
organizasyon * düzenleme organisation
orijinal * özgün original
otorite * yetke autorité
over yumurtalık ovaire
paradoks * çelişki paradoxe
pasif * edilgen passif
performans * başarım performance
plaj * kumsal plage
plato * yayla plateau
popüler, favori * gözde populaire, favori
prensip * ilke principal
prezantasyon sunum présentation
primer birincil primer
problem * sorun problème
prodüktör yapımcı producteur
program * izlence programme
proje * tasarı projet
prosedür * işlemişleyiş procédure
proses * süreç process
provokasyon kışkırtma provocation
radyoaktif * ışın etkin radioactive
randıman * verim rendement
rapor * yazanak rapport
rejisör yönetmen régisseur
resesif çekinik récessif
restoran * aşevi restaurant
rezistans direnç résistance
sekunder * ikincil secondaire
sekreter * yazman secrétaire
sembol * simge symbole
semptom * belirti symptôme
sentez * bireşim synthèse
sistem * dizge système
simülasyon * öğrence simulation
solüsyon çözelti solution
spesifik özgül spécifique
spesiyal özel spécial
standart * ölçün standard
statik * duruk statique
statü * durum statut
subjektif * öznel subjectif
teori * kuram théorie
testis * erbezi testicle
trotu[v]ar kaldırım trottoir
tümör * ur tumeur
versiyon * sürüm version
viraj * dönemeç virage
ultrason * yansılanım ultrason

* Bu sözcüklerin hem Fransızca, hem Türkçe karşılıkları çeşitli yerlerde kullanılmaktadır.

Diğer diller kökenli alıntı sözler[değiştir | kaynağı değiştir]

Geçen söz Türkçe karşılığı Özgün diller Özgün yazımı
abluka kuşatımkuşatmaçevirge İtalyanca abloco
aforoz toplumdışılama Hellence ο αφορισμός
akut iveğen Almanca akut
anahtar açkı, açar Hellence το ανοιχτήρι
angarya yüklenti Hellence η αγγαρεία
antifriz donmaönler İngilizce antifreeze
aposteriori sonsal Latince  
aysberg buzdağı İngilizce iceberg
banyo 1) yunak 2) yıkanma 3) yıkama İtalyanca bagno
bek savunucu İngilizce back
biblografya kaynakça Hellence η βιβλιογραφία
bilanço dengelem İtalyanca bilancio
bravo yaşa! İtalyanca bravo
brifing 1) özetleyimözetlem 2) bilgilendirme İngilizce briefing
download indirme İngilizce download
endoskopi * içgörüm Hellence η ενδοσκόπηση
fenomen * olgu Hellence το φαινόμενο
fetüs * dölüt Latince FETVS
genetik * kalıtım (bilimi) Hellence η γενετική
hegemonya boyunduruk Hellence η ηγεμονία
internet * genel ağ İngilizce internet
kambiyo dış ticaret İtalyanca cambio
kompüter bilgisayar İngilizce computer
konsonant ünsüz Almanca Konsonant
kundura * ayakkabı İtalyanca  
otoban * hızyolu, otoyol Almanca Autobahn
parallel * enlem, koşut Hellence παράλληλ-ος,-η,-ον
parazit * asalak Hellence το παράσιτων
printer basıcı, yazıcı İngilizce printer
rat sıçan Almanca Ratte
sendrom * belirgi Hellence το σύνδρομο
update güncelleme İngilizce update
uptake tutulum İngilizce uptake
vokal * ünlü Almanca Vokal

* Bugünkü Türkçe karşılıkları ile birlikte kullanılan sözler.

Kaynaklar

 TDK websitesindeki kurumsal Türk Dili yazım kılavuzu
 
   
 


FRANSIZCA İLETİŞİM DİLBİLGİSİ ALIŞTIRMALAR DİL SEVİYELERİ FAYDALI LİNKLER FRANSIZCA ŞARKILAR DİĞER DİLLER

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol